14 Aralık 2012 Cuma

Kıyamet

Kıyamet ne zaman  ve nasıl kopar?
Kuran'da kıyamet sırasında gelişen olaylar şu şekilde anlatılmaktadır;
Dağlar yürütülüp kum gibi akacak, yeryüzü dümdüz olacak, denizler tutuşup yanacak ve en önemlisi duman çıkıp gökyüzünü kaplayacak.
İster dağların kum gibi akması, ister denizlerin alev alıp yanması, isterse yerin göğe karışması olsun, işte bütün bunların gerçekleşebilmesi ancak atomun yapısında saklı olan şeylerdir. 

Atomların enerjisi azalarak tükenirken aralarında oluşturdukları bağlar zayıflayarak çözüldüğünde kendi ağırlığını taşıyamaman dağlar, kum gibi akmaya başlar.

Suyun H2O (iki hidrojen bir oksijen) diye kimyasal formülünü bilmeyen yoktur. Oksijene tutunmuş iki hidrojen hayat kaynağımız olan suyu inşa etmektedir. Hidrojen, oksijeni bıraktığında yanıcı ve yakıcı iki element artık yanmaya başlayacaktır. 

Gökyüzü atomların uzantısıdır. Daralan atom yüzeyleri yüzünden bütünlüğü bozulan gökyüzünde inçe çatlaklar gelişir. Bu çatlaklar tek tek görülemeyecek kadar ince ve sayıca çoktur. su moleküllerinin buharı gibi bu çatlaklar gözümüze duman şeklinde gözükür.

Kıyametin zamanını bilebilmek için atom çaplarını görmemiz ve küçülmenin şu anki aşamasından haberimiz olması gerekir. Bu ise imkânsızdır. Zaten Kuran'da bu tarihin sadece Allah tarafından bilinebileceği net bir şekilde yazılıdır. Ama son peygamberdin sonra bile 14 asır geçtiğine göre bu an iyice yakınlardadır.

Teferruatlı fiziki bilgi ve ilgili ayetlerin anlamlarının tefsiri  "KuRantum Fizik" kitabında bulabilirsiniz.


12 Aralık 2012 Çarşamba

Gerçek atom modeli

Bu güne kadar uydurulmuş atom modelleri sorgulandığında, onların çok ilkel modeller olduğu hemen anlaşılabilir. Çünkü maddenin en küçük yapı taşları olarak atomların, uydurma modellemeler ile gerçekte var olan hiçbir elementi ifade edemediği açıkça görülür. Öyleki 79 atomdan oluşan Altın elementine, bir atom daha eklendiğinde Cıva meydana gelmektedir. Bu ise sadece bir arada ve hiçbir düzen içermeden duracak atomların birlikteliği ile sağlanamaz. Sadece sayı farklılığı niteliklerde asal değişiklik sağlamadığı gibi elementer farklılık da içermez. Sadece bir sayı farka sahip iki elementin birbirinden bu kadar farklı davranış sergileyebilmesi imkansız olur.
Hal bu ki gerçekte elementlerin içindeki hidrojenlerin (atomların) birlikteliğindeki düzen sayesinde muhteşem çeşitlilik ve çok farklı özellikler inşa edilir. Örneğin Yalıtkan-iletken, katı- akışkan, şeffaf-mat, sert-yumuşak vb zıt özellikler ancak akıllı bir düzen ile sağlanabilir.
İşte ilgili muhteşem düzeni bildiren kaynak elbette Kuran'dır. insan uydurması modellerin ilkelliğini yüzümüze vuran ayetleri anlamayan din alimleri sayesinde bugün İslam ve Kuran hakkıyla anlaşılamamaştır.
Yanısıra modern bilim ile uğraşan alimler ise Kuran'a bakmamışlardır.
Gerçek bilimin kaynağı, bilimin sahibinin gönderdiği dökümanları içeren PDF dosyasıdır, Kuran-ı Kerim.
-KuRantum Fizik / Yavuz Özmen -

3 Aralık 2012 Pazartesi

7 kat yer


Yedi kat Yer


  Atom sayısı 2 olan helyum, yerin birinci katını oluştururken, atom sayısı 10 u geçmeyen tüm elementler iki katlı bir yapı içinde yer alırlar. Yerin üçüncü katında 18, dördüncü katında 32, dördüncü beşinci katında 32 tane daha, altıncı katında 18 ve son olarak yedinci katında sekiz tane daha hidrojen atomu yer alabilir. Elementler tablosunun belirginleşmesini sağlayan Son şekli ile evrendeki tüm yapı Hidrojenden oluşmuştur. Fakat hidrojen tek başına bir element değildir. Ancak ikisi bir araya gelirse ilk yapı oluşur. 
Bu manada elementler tablosunun ilk sırasında yer alan yapı helyum’dur.  Sonrasında helyuma katılacak her hidrojen yeni bir elementi meydana getirecektir. Yerin yedi katında yer alabilecek hidrojen sayıları ile tüm olası element sayısı helyum ile birlikte 117 adettir. Biliyorsunuz iş burada da bitmemektedir. Sonrasında bu 117 elementin birbirleri ile oluşturduğu bileşikler ile dünya muazzam bir çeşitliliğe kavuşmaktadır. 

20 Kasım 2012 Salı

Su atomu


Kuran'daki bilimsel tanımlardan elde edilen su molekülünün resmi.  
Bir oksijene tutunmuş iki hidrojen atomu ile oluşan Su elementinin bilimsel mantığa uygun olan modeli işte Kuran'daki bu modeldir. Görüldüğü üzere hidrojen atomları, oksijen içindeki hidroenlere zıt yönde konuşlanmıştırlar. Bu sayede ters duran iki hidrojenin nüklüer kuvvetleri su için ekstra özelliler oluşturmaktadır. 
Bunlardan bir kaçını sayacak olur isek; suyun daha fazla ısı depolayabilmesi, onun ısıyı hızlı soğurması, likit özellik kazanması, her element ile bağanabilmesi, sonra buharlaşma sayesinde aradan çekilebilmesi gibi özellikler sıralanabilir. detaylar için "KuRantum Fizik " kitabına bakınız.

20 Ağustos 2012 Pazartesi



 Hidrojen (H) Atomu

İçerdiği keşif dolayısı "Kurantum Fizik" sıra dışı ama gerçek bir bilim kitabı... Söz konusu keşfin çıkış noktasının ilahi olması noktasında ön yargılar ile şarjlı bilim camiasına takdimi ise  büyük zorluklar içermektedir. Lakin atom ve higgs hakkında İlgi çekici ve belirleyici saptamalar yapması sebebiyle, bilim dünyasındaki kalıplaşmış ve yanlış bazı düşünceleri lağv etmektedir.
Kuran'da bilimsellik içeren anlatılar olmasına rağmen, ilahiyatçıların tamamına yakınının fiziğe ilgisinin olmaması yüzünden fark edilmediğini zannediyorum. Gerçekte yaratılışımız ve varlığımız tamamen fiziksel olmasına rağmen ilahiyatçılar açıkça Kuran'da bilim aramanın yanlış olduğunu savunmaktalar. Kitap bu düşüncelerin yanlışlığını da ispatlamaktadır. 
Aslında üsteki iki paragraf gereksiz ve zaman kaybı oldu, bunların hiç bir önemi yok. Asıl önemli olan şey Hidrojen atomunun gerçek yapısından sizleri haberdar etmek. Kuran'ın kuşku duyulamayacak netlikte tarif ettiği bu ilahi eserin yapısı tüm noksanlıklardan beri olan bir atom yapısıdır.
Kitaptaki bulgular, kişisel yorumun ötesindedir. Sadece konuların başlangıç noktasındaki fikir ilahi kitaptan alınmış ama devamı günümüz bilim dünyasının bilgilerine paralel ilerleyerek sonuca ulaşmaya çalışmıştır. Tabiatı ile varılan noktalardaki farklılık, ilginç şekilde bilimsel sırları ve gizemli yapıyı açıklamaktadır.
Cern, benzeri bir yayın yaptığında okuduklarınızı ve ekteki resimleri hatırlamanız yetecektir. 

6 Ağustos 2012 Pazartesi



Hidrojen : 
Fizik kitaplarının tümünde ve Dünya'nın her yerindeki tüm okullarda öğretilen hidrojen atomunu hatırlayınız; Standart modeldeki bu hidrojen atomu modelinde merkezde  yani çekirdekte proton ve çevresinde hızla dönmekte olan bir elektron olarak resmedilir. Bu resmi ilk kez gören bir ilkokul öğrencisinden ta profesörüne kadar her bilgi seviyesindeki  insanlar böyle bir atomun çalışmasının mümkün olmadığını bilir.  Ne varki ortada başkaca kabul görmüş başkaca bir atom modeli daha yoktur. gerçi son zamanlarda Kuantum modelinde bu tamamen akıldışı bir şekle sokularak elektronun bir bulut şeklinde her yeri kapladığından yada aynı anda her yerde bulunduğundan bahsedilir oldu. her durumda bu modellerin hiç birisinin gerçekten varlığın temelini oluşturamayacağını anlamaktayız.
Madde bütünlüğünü sağlamak adına gereken bağların oluşması mümkün olmayan bu atom yapısına ait kabullerden ibaret modellerin çok güçlü yapıları oluşturmasının asla düşünülemez.
Kuran'daki Hidrojen (7 Gk ve Yer) tarifi ile ortaya çıkan atom ise fizik biliminin ihtiyaç duyduğu tüm varlık olaylarını eksiksik sağlamaktadır. Binlerce soruya cevap verebilen bir modeli insan oğlunun öngörmesine imkan olmadığından, ancak Kuran'ın bildirdiği hidrojen ile madde bütünlüğünü sağlayan bağların oluşmasından tutun, statik ve kulanılabilir elektrik, ışık, renk, ısı, kinetik enerji, hacim, küle, mekan, erime, entropi, magnetizma, endüksiyon ve sayılayamayak kadar bilinmezlerin bilim mantığına uygun açıklaması yapılabilmektedir.
İşte Allah'ın icat ettiği gerçek hidrojen atomu,.

27 Temmuz 2012 Cuma

Kuran Fizik


Maddenin neyden yapıldığını, bugün eriştiği muazzam seviyeye rağmen bulamayan bilim dünyasına nispet olarak atom altı varlıkların ve Higgs'in Kuran tarafından eksiksiz anlatılması karşısında nasıl davranırsınız? Onda bilimin adına bir şey olamaz diyenlerin yanıldığını ispat edebiliriz!

Kuantum teorisindeki bir çok eksik var, bu eksikleri ve bilim dışı anlatımları kamufle etmek adına uydurulan "Belirsizlik ilkesi(!)" nin bir ilke diye taktimi bilim dışıdır. Diğer yandan manyetik alan ortamında proton hızlandırılamaz, manyetik alan sadece elektrona etki eder. proton ve elektron bir bütün değilse bu deney yapılamaz. Kuran, bu iki elemanın monoblok olduğunu haber veriyor. böylece protonun nasıl hızlandığı anlaşılır oluyor. Benzer birçok yanlışı bize yutturmaya çalışan bilim insanlarının Tanrı'dan bahsetmek zorunda olmalarına,  bir de şaka yollu isim takma adına hikayeler ihdas etmeleri çok dikkat çekmektedir.

 Kuran, proton ve elektronu  "Gök" ve "Yer" isimleri ile anmış sonra  onların işlevlerinin detayları ile anlatmıştır. Atomun yapısını, onun  fonksiyonlarını, ışık ve renkler ile fotonun yapısı ve davranışlarını da  farklı isimler ile anarak çok detaylı olarak tarif etmiştir. Bu anlatımda hiç bir şey eksik ve belirsiz durum yoktur. ayrıca bu anlatımlarda bilim mantığına, ilkelerine ve etiğine ters bir durum bulamazsınız. 

Diğer yandan özellikle Gravitasyon olmak üzere diğer kuvvetlerin tek tek açıklanması yanı sıra itme ve çekme gibi daha sayılamayacak bilinmeyenlerin sırrını bilim adamları henüz çözememiş iken,  hiç bir şüpheye mahal vermeksizin bir çırpıda açıklığa kavuşturması ise bilim dünyasını çok gerilerde bırakıyor. 

Kuran'daki bu tanımların farkına varılması asrımızın en önemli keşfidir. O, bilimin dorukta olduğu bir zamanda bilime ışık tutan yegane kaynak olmaktadır. Örneğin; Hidrojenin monoblok yapısına ilaveten  üç tane ayrı hidrojen tanımlıyor. Kırmızıya kaymayı ve bağlı olayları bilim mantığına uygun olarak anlatıyor.

Ayrıca, bu kitapta iki doğu ve iki batı, altı günde yaratılış kronolojisi ile 7 gök ve Yer görsel olarak yer almaktadır.
"Kurantum Fizik- 7 Gök 7 kat Yer ve 6 Gün" adlı eser 600 sayfa olmasına rağmen özetlenerek 200 sayfanın altına indirilmiştir.
H Atomları:  Bİlim dünyası hidrojen atomunun bir tane olduğunu fakat üç farklı izotopa sahip olabileceğini söylemektedir. Lakin Kuran ise üç farklı boyda hidrojen olduğunu bildiriyor. Ayrıca  elektron ve proton diye bilinen organların ayrı ayrı değil tümlesik bir yapıda olduğunu haber veriyor. Bu bilimsel mantığa uygun olan şekildir. çünkü birbirinden kopuk organlara sahip bir atom ile madde bütünlüğü sağlanamaz. ilaveten  proton ve elektrona Kuran, Gök ve yer demektedir. Proton ise yedi gökten müteşekkildir. ilgili ayrıntılar teferruatlı olarak "Kurantum Fizik" kitabında anlatılmaktadır.

6 Günde yaratılış

Allah, Kuranda altı günde yaratılıştan haber vermektedir. Bu güne kadar gelmiş geçmiş tüm müteseffirlerin ve tüm islam alimlerinin çözemediği bir problem olarak durmaktadır. Günümüz ilahiyat profesörleri de fen ve fizik ilimlerinden anlamadıklarından altı günde yaratılış konusunda fikir beyan edememekte ve bu ayetleri açıklayamamaktadırlar. Onlar ancak dini hikayeler anlatıp durmaktadırlar. 
Gayrı müslim bilim adamları ise kendi uydurdukları var oluş teorilerini yaymaktalar. Ve müslüman toplumların  aydınları ile medya organları bu teorileri benimseyerek yaymaktadırlar. 
İşte altı günde yaratılışın tüm gizemi bu grafikte anlaşılır olmaktadır. 
Detaylı anlatım ve tüm ayetlerin manalandırılmasını  "Kurantum Fizik" kitabımda bulabilirsiniz.
Selamlarımla
Yavuz Özmen

4 Temmuz 2012 Çarşamba


Hidrojen Atomu

Hidrojen atomu üç tanedir. Elektron ve proton tek bir yapının bölümleridir, yani elektron ve proton ayrı değildir. BUyuk ortanca ve küçük hidrojen ile diğer tüm elementler oluşmuştur. Her hidrojen atomu foton yayabilir. Büyük hidrojen atomunun yaydığı fotonları biz kırmızı olarak algılıyoruz. Ortanca hidrojen atomunun yaydığı fotonlar yeşil ve küçük olanın yaydığı fotonları mavi olarak görürüz. Üç foton birlikte beyaz ışığı oluşturuyor. ayrıca fotonlar protonun formunu taşıdığından koni şeklindedirler.
Hidrojen atomunun sivri ucu elektron diye bilinen yerdir. ismide "Yer" dir. tabiatı ile protonun ismi de "Gök"tür.
Bir hidrojen atomu basınç ve vakum alandan oluşur. yani ortada var olan meta basınç farklarından oluşan bir yapıdır. atom içi kuvvetlerin hepsi bu basınç ve vakum alanlarının itme ve emme etkileridir. 
Hidrojenin tüm detayları "Kurantum Fizik- 7 Gök 7 kat Yer ve 6 Gün" isimli kitabımda açıklanmıştır. ilaveten "
Higgs Boson" isimli varlığın detayları da bu kitaptadır.


Kurantum Fizik
Atom Altı Varlıklar ve Higgs Bosons

İçinde bulunduğumuz asır bilimsel gelişmeler itibarı ile hayranlık vesilesi olan birçok dev adımın atıldığı bir zamandır. Kuran böylesi bir zamanda da ışık yaymaya devam ederek tüm insanlığa yol gösterirken, bilim dünyasını da aydınlatmaya devam etmektedir.
Gelişmiş ülkeler atom ile ilgili bilinmezleri konu alan çalışmalara çok yüksek miktarlarda para ve zaman harcamalarına rağmen bir sonuca ulaşamıyorlar. Bu yüzden yeni hızlandırıcılar inşa edilmekte, bu deneylere ayrılan bütçelerse giderek artırılmaktadır.
Gerekli tüm cevaplar 1400 yıldan fazla bir süredir Kuran’da yazılı olduğu halde, gramere dayalı tefsirler, ayetlerin bilim yüklü manalarını açamamıştırlar.

Hâlbuki Kuran, atomu en ince detaylarına kadar anlatmış ve tüm fonksiyonlarını da açıklamıştır. Kuarkları “Gök”, elektronu da “Yer” diye isimlendirmiş, böylece diğer organlarını da “İki doğu ve iki batı, Güneş ve ayın emrimize verilmesi, Kulaklara Vurma ve Taş atma” gibi birçok anlatım ile onun işlevlerini açıklamıştır. Bilim dünyası için hâlâ birer sır ve hatta muamma olan ışık ve davranışları ile elektrik ve elektromagnetizmanın da tüm gizemleri anlatılmıştır. Böylece Kuantum Felsefesi sona ermiştir.
Bu itibarı ile bu asra hizmet edecek açıklama ve aydınlatma misyonunu işte bu eser üslenmiştir.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Kuran'daki Atom

(Ku'R'antum Fizik kitabının önsözü)
Başımızı yukarı kaldırıp baktığımız da gökyüzünü görüyoruz, lakin Kuran’da bahsedilen yedi kat Gök nerededir?
Allah, Göğün yedi kat ve yerin de yedi kat olduğunu “O Allâh ki, yedi semâ yarattı ve arzdan da onların bir mislini! 65 Talak suresi 12. ayeti ile bildirmiştir, varlığı hakkında kesin ve net bilgimiz olduğuna göre, bu güne kadar neden bunlar hakkında hiç araştırma yapmadık?
İnsanlar, yedi Göğü, apartman katları gibi üst üste bir yapı şekilde olabileceğini ve bu durumda birinci katın hemen başımız üzerinde yer aldığını, diğer altısının uzayın derinliklerinde, ötelerin de ötesinde sırayla ikinci üçüncü derken bu şekilde yedinci göğün varlığına inanmaktalar. Sonra sıra yerin katları hakkındaki soruya gelince dünyanın bilinen dört katmanını,  yerkabuğu, dış manto, iç manto ve çekirdek diye saydıktan sonra kalan üç katın isimleri hakkında ise bir fikir sahibi olmadıklarını söyleyerek cevaplandırdılar. İnternette bir şeyler var mı diye baktığımızda, inançsız bazı insanların izandan yoksun alayları ile karşılaşmaktayız.
Hayatını din sayesinde kazananlar ise, bu tür ayetlerin müteşabih ayetler olduğunu dolayısı ile bizim bu ayetleri anlamamıza imkan olmadığını söylemekteler. Yazılı Kuran tefsirlerinin tamamında “Gökler ve yer” için yorum yapılmadan. Sadece tercümeye yer verilebilmiştir.
Bilim adamları ise Gök kavramıyla uzayı, Yer kavramıyla dünyayı tanımlarken “Göğe çıkmak” ile “gökyüzüne(Uzaya)” çıkmayı kastediyorlar.
Gerçekte var olan, yedi kat gök ve bir o kadar sayıda yer, nasıl bir fiziki yapıya sahip olmalıdır? Yerin yedi kat ya da katman olmasının sebebi hikmeti nedir?
İnsanlık tarihi boyunca, gerek bilim adamları gerekse felsefeciler maddenin var oluşu hakkında birçok teori üretmişlerdir.  Özellikle gayrimüslim astrofizikçilerin yaratılış ve atom üzerine varsayımları kanun hükmüne bürünmüştür. Atom ve ışık hakkında Kuran’da yazılı olana bakılmamıştır. Gerçekte, en güvenilir bilim kaynak kitabı Kuran’dır. İçerisinde atom, onu oluşturan varlıklar ve düzenleri ile madde hususunda her şey eksiksiz ve kusursuz işler şekilde anlatılmıştır. Modern bilim ülfet üzere tanımlar yapmaktadır. “Mıknatısların aynı kutupları birbirini iter” veya “aralarında bağ oluşur”” gibi önermelerde, bu olaylar öyle olmalıymış gibi anlatılırken itme ve çekme olayının nasıl gerçekleştiğine değinilmez. Yine bağ hakkında hiç bilgi verilmez, bağ neyden oluşmuştur? Yapısı ve işleyiş mantığı nasıldır?  Yapılan tanımlara rağmen bunlar bilinmez olarak kalmaya devam eder. Böylece bilimsel tanımları yapılmış(!)olaylar hakkında sorular sorulduğunda, cevaplarının olmadığı görülmektedir.
            Kitapta yer alan anlatılar yeni bir teori olarak sunulmamaktadır. İçerisinde ayetlere dayanmayan bir tanım yoktur. Neredeyse her sayfasında bir mucize var, bu yüzden Kuran’ı yeniden keşfedilmektedir. “Gök ve yer” kavramının, bildiğimiz gök olmadığını, başka bir şeyleri ifade ettiğini anlayınca gözün gördüğü her görüntü değişivermektedir. Batı kaynaklı keşifler için, “İşte bakın Kuran’da yazıyormuş” demek yerine, henüz bilinmeyen şeyleri herkesten önce açıklıyoruz.